.....

Mevlana ve Masonlar

Mevlana; Mevlânâ Ceâlü'd-din-i Rumi, tarihimizin önemli kimliklerinden. Tasavvuf alanındaki çalışmaları, rubai biçemindeki şiirleri sınırlarımız dışına taşmış; Mevlana ‘ya küresel boyutta tanınırlık ve saygınlık sağlamıştır.

Mevlana’nın tasavvuf ve şiir alanındaki kimliğinin yanı sıra, 13. yy Anadolu – Türk toplumundaki siyasi eylemleri; Anadolu Selçuklu iktidar savaşımında Türkmenlere karşı Farsların yanında yer alması, Moğolların Anadolu’daki işgal ve Türkmenlere uyguladıkları acımasız katliamları sırasında Moğollar ile yaptığı işbirlikleri; Türk / Türkmen düşmanlığı tarih ve ilahiyat bilim insanlarınca ortaya konmuştur. Anadolu ‘da Türkmenler ve önderleri Hace Bektaş Veli,[1] Evhadüddîn Kirmânî, Ahi Evren / Hâce Nasîrü’d-dîn Mahmud,  Fatma Ana / Kadıncık Ana düşmanlığında, Mevlana’yı Moğollarla, Farslarla, Anadolu Selçuklular devletinin egemen, varsıl sınıfı ile işbirliklerini bilmekteyiz.

Mevlana kimliği ve ihanetleri konusunda toplumu aydınlatan Prof. Dr. Mikail Bayram ve Dr. Ümit Doğan’a saygılarımı sunarım.

Fakir son yıllarda Mason Tarikatı ve ülkemizdeki yapılanmaları üzerinde, bilimsel yöntemle çalışmalar yaparken masonların Mevlana aşkı ve gerçeklerden uzak, hayali bir Mevlana tanımlamaları dikkatimi çekti. Sonucunda da elinizdeki makale yazıldı.

 

[1] Hace, eski dilde bilge demektir. Doğrusu Hace Bektaş Veli’dir. Ancak tarih süreci içinde farklı nedenlerle, Hace yerine Hacı denmiştir. Gerçekte Hace Bektaş Veli haca gitmemiştir. Bu nedenle bu çalışma sırasında Hace Bektaş Veli adı kullanılmıştır. Ancak başka yazarladan yapılan aktarımlarda, yazarın yazışına dokunulmamıştır.

Sözde Kayıp Mu Kıtası

İngiliz emperyalizminin, Hindistan 'da sömürge askeri birliklerinin bir Mason Albayı, Hindistan 'da dağlarda gezerken, bir pagan dinin rahipleri, bu sömürgeci askere güvenirler ve kimseye göstermedikleri tabletleri bu mason efendiye gösterirler. Arkeoloji eğitimi almamış, tabletleri yazanların dilleri bilmemesine rağmen, bir anda kendisine ulvi bilgi gelir ve tabletleri okur. Sözde tabletlerde medeniyetin merkezi olmuş ama volkanik hareketlerle batmış bir kıtadan; Mu Kıtasından söz edilmekte ve tüm insanlığın batmış bu kıtadan, batmadan önce dünyaya yayıldığını anlatmaktaymış.

Ne tuhaf ki hiçbir ülkenin bilim insanları bu tabletleri ne duymuş ne görmüşlerdir.

Alın size fütursuz, desteksiz bir mason yalanı daha...

Mümtaz Başkaya Mu yalanını bilim insanı olarak değerlendirmiş ve Bilim ve Ütopya Dergisinde yayınlamış. Aşağıda söz konusu makaleyi sunuyorum. 

O sırada Ortaokul öğrencisi olan oğlum da Mu Kıtası yalanı üzerine bir kısa yazı yazmıştı ve ben de masonların yazışma grubu Ham-Taş 'da paylaşmıştım. Bu yazıyı da sunuyorum.

Dünyanın önde gelen Jeofizikçilerinden Prof. Dr. Celal Şengör 'e e-posta göndererek okyanus ve deniz altı haritaların tamamlanıp tamamlanmadığı ve batık bir kıta görülüp görülmediğini sordum. Yanıtı basitti; oktanusların ve denizlerin taban haritalarının çıkarıldığı ve batık bir kıta bulunmadığı.

Mümtaz Başkaya;

"Böyle bir bilimdışı şeyler üretilerek, bilimsel gelişmenin önü kesilmesi amaç edinilmiştir. Dünya’da ve özellikle doğu ülkelerinde (ve bizde) ılımlı anlayışlar yaratılmaya çalışılarak; 'her şey gizli bir inanç sistemine, ezotirik güçlere bağlıdır’ düşüncesi oluşturulmak istenmektedir. Daha açığı, dünyayı bizim bilmediğimiz güçlerin yönettiği inancı yerleştirilmeye ve her oluşumun dünya dışı varlıklar tarafından, aslında önceden kurgulanmış olduğu anlayışı verilmeye çaba gösterilmektedir.
Dünya uygarlık birikimlerinin gelmiş geçmiş tüm uygarlıkların katkısı ile oluş tuğu gerçeğini görmezden gelip, ilahi bazı ezoterik güçlerin yönlendirmesi ile oluştuğu kabul ettirmeye çalışılmaktadır.
Toplumların geri kalması için, bilimsel düşünce gelişiminin önüne geçilerek; sorgulamayan, düşünemeyen bireylerin oluşması sağlanmak istenmektedir.
Bu tip çabalarla dünyadaki uygarlık birikimleri belirsizliğe itilmeye ve kaynağı belli olmayan hale getirilmeye çalışılarak bilinçli tasarımların önü açılacak, dünya uygarlık birikimleri belirsiz hale getirilip İnsanların gizli güçlerle, bilinmeyen varlıklarla yönetildiği hissi yaratılmış olacaktır.
Ne yazık ki bu tür saçma sapan anlatımlar, günümüzde ticari meta haline dönüşüyor. Bazıları da bu belirsizliklerden, bilim dışılıklardan çıkar sağlamaya çalışıyor.

This image for Image Layouts addon

İhanet Çemberi
Ortodoks Başepiskopos, Rum; Mason Locaları, Okulları ve Vakıfları

Yakın tarihimizde yaşanan bütün acılar sonrasında Türkiye Cumhuriyetinde Rumların barış içinde, elbette kendi kültürlerini koruyarak ve toplum ile bütünleşmiş olarak yaşamaları gerekirken; en azından bir kısmının 1800 ‘lerin sonu, 1900’lerin başı alışkanlıklarından vaz geçmedikleri, Batı emperyalistlerinin kışkırtmasını ve desteğini de yanlarına alarak; Ortodoks Kilisesi ve Papazların önderliği altında, Rum Okulları, Mason Büyük Locası içinde Rum Locaları, Rum Vakıf ve Dernekleri çemberi içinde Türk Ulusuna dostane olmayan ve Türkiye Cumhuriyeti aleyhine faaliyetler içinde oldukları görülmektedir. Masonların da bu ihanet çemberinin localarda örgütlenmelerine izin verdikleri ve olanak sağladıkları da açıkça görülmektedir. Bu makalemizde, bu yalın gerçeği somut bulgu ve belgeleri ile ortaya koymaya çalıştım.

Makalenin tamamı...

Büyük Üstat'a Büyük Hakaret, Yerli Masonlar Sessiz

This image for Image Layouts addon

Kırmızı Kedi Ardındaki Sermaye ve
Hepkon’un Masonları Aklama ve Yıkama Kitapları

Haluk Hepkon’un kitaplarında bir çok hayal ürünü, çarpıtmalar olduğu açık.

Ancak bunlardan iki tanesi çok dikkat çekici;

- 2012 'de, 1955 'de ölmüş Mim Kemal Öke ile görüştüğünü ve ondan öğüt aldığını söyleyecek kadar aklını yitirmiş.

- Türkleri katleden Ermeniler ve Ser ermeni mason locası ile aynı söylemde; Adana da Ermeni kıyımı yapıldı diyor.

Haluk Hepkon kitaplarını, masonluk çerçevesi içinde değerlendireceğim. Çünkü benim ilgi alanım bu. Haluk Hepkon ‘un iki kitabını ve basında çıkan bazı yazılarını ele alıp, masonluğu nasıl aklamaya ve yıkamaya çalıştığını göreceğiz.

Haluk Hepkon, her iki kitapta da, ele aldığı konuyu nesnel bir yazar olarak değil, savını kanıtlamaya çalışan bir tartışmacı, yandaş gazeteci, bir politikacı gibi yazmış. Özellikle masonluk konusunda incelediği ve ele aldığı kaynak sayısı, son derece sınırlı. Son dönemin popüler yazarları gibi, yüzeyden sabun köpüğü … Türkçesi de, Türkçe kökenden olmayan eski sözcüklere bağlı, tutucu. Masonlar gibi!

Haluk Hepkon 'un kitaplarında Rothschiller ve diğer bazı Yahudi ailelere itham edilenlerin komplo kuramları olduğunu savunuyor. Yanda paylaştığım belge, mason Reşit Paşanın yalısında 1838 'de Rothschiller ile imzalanan Osmanlıyı çökertecek borç ve ticaret antlaşmasının Fransızca kopyası. Dikkat ederseniz, her iki kenarında, mason tarikatının Jaklin ve Boaz sütunları gözüküyor. (Hakan Boz, Bayrak Kalpak Revolver, İttihat Terakki C.). Bu mu komplo kuramı Haluk Hepkon?

Belge 1. Mason Reşit Paşanın Rothschiller ile imzalanan Osmanlıyı borç ve ticaret antlaşması

Makalenin tamamını okumak için tıklayınız.

İçindekiler

 

Haluk Hepkon ve Kırmızı Kedi

Hepkon’un Masonları Aklama ve Yıkama Kitapları

Komplo Teorileri

Jön Türkler ve Masonlar Komplo Teorileri

P2 Locasının Gerçek Hikayesi 

Masonların ve bazı gazetecilerin Haluk Hepkon ‘a sahip çıkışları

Haluk Hepkon Mason Merkezinde Konuşmacı

Komplo Teorileri Kitapları Hakkında Yazan Gazeteci ve Yazarlar

Mine G. Kırıkkanat, Cumhuriyet Gazetesi

Orhan Koloğlu, Radikal Gazetesi 14.10.2012

Yavuz Selim Demirağ, Yeni Çağ

Ad – Soyad Ne Söyler?

Bölüm Son Sözü

Göz Kamaştıran, Eşsiz Ticari Başarı

Baba Necat Hepkon

Kişisel Hayatı

Kuzen Ersayın Soyak

Soyak Soyadlı Masonlar

Hepkon Finans Faktoring

Hayırsever İşadamı

Faktöringden Otel İşletmeciliği ve İnşaat

Hepkon Otel İşletmeciliği San. Tic. A.Ş.

Hepkon Finans Faktöring Hizmetleri A.Ş./Hepkon Turizm İnş. San ve Tic.

Mersin de 52 Katlı Kule

Haluk Hepkon Ticari Yaşamı

Kırmızı Kedi – Kırmızı Kedi Yayıncılık Yapımcılık Matbaacılık Reklamcılık Organizasyon Tic. Ve San. Ltd. Şti.

Arasta Bilgi Teknolojileri Paz. Dağıtım Tic. San. Ltd. Şti.

Türkiz Göle