.....
Mevlana ve Masonlar

Mevlana; Mevlânâ Ceâlü'd-din-i Rumi, tarihimizin önemli kimliklerinden. Tasavvuf alanındaki çalışmaları, rubai biçemindeki şiirleri sınırlarımız dışına taşmış; Mevlana ‘ya küresel boyutta tanınırlık ve saygınlık sağlamıştır.

Mevlana’nın tasavvuf ve şiir alanındaki kimliğinin yanı sıra, 13. yy Anadolu – Türk toplumundaki siyasi eylemleri; Anadolu Selçuklu iktidar savaşımında Türkmenlere karşı Farsların yanında yer alması, Moğolların Anadolu’daki işgal ve Türkmenlere uyguladıkları acımasız katliamları sırasında Moğollar ile yaptığı işbirlikleri; Türk / Türkmen düşmanlığı tarih ve ilahiyat bilim insanlarınca ortaya konmuştur. Anadolu ‘da Türkmenler ve önderleri Hace Bektaş Veli,[1] Evhadüddîn Kirmânî, Ahi Evren / Hâce Nasîrü’d-dîn Mahmud,  Fatma Ana / Kadıncık Ana düşmanlığında, Mevlana’yı Moğollarla, Farslarla, Anadolu Selçuklular devletinin egemen, varsıl sınıfı ile işbirliklerini bilmekteyiz.

Mevlana kimliği ve ihanetleri konusunda toplumu aydınlatan Prof. Dr. Mikail Bayram ve Dr. Ümit Doğan’a saygılarımı sunarım.

Fakir son yıllarda Mason Tarikatı ve ülkemizdeki yapılanmaları üzerinde, bilimsel yöntemle çalışmalar yaparken masonların Mevlana aşkı ve gerçeklerden uzak, hayali bir Mevlana tanımlamaları dikkatimi çekti. Sonucunda da elinizdeki makale yazıldı.

 

[1] Hace, eski dilde bilge demektir. Doğrusu Hace Bektaş Veli’dir. Ancak tarih süreci içinde farklı nedenlerle, Hace yerine Hacı denmiştir. Gerçekte Hace Bektaş Veli haca gitmemiştir. Bu nedenle bu çalışma sırasında Hace Bektaş Veli adı kullanılmıştır. Ancak başka yazarladan yapılan aktarımlarda, yazarın yazışına dokunulmamıştır.

Sözde Kayıp Mu Kıtası

İngiliz emperyalizminin, Hindistan 'da sömürge askeri birliklerinin bir Mason Albayı, Hindistan 'da dağlarda gezerken, bir pagan dinin rahipleri, bu sömürgeci askere güvenirler ve kimseye göstermedikleri tabletleri bu mason efendiye gösterirler. Arkeoloji eğitimi almamış, tabletleri yazanların dilleri bilmemesine rağmen, bir anda kendisine ulvi bilgi gelir ve tabletleri okur. Sözde tabletlerde medeniyetin merkezi olmuş ama volkanik hareketlerle batmış bir kıtadan; Mu Kıtasından söz edilmekte ve tüm insanlığın batmış bu kıtadan, batmadan önce dünyaya yayıldığını anlatmaktaymış.

Ne tuhaf ki hiçbir ülkenin bilim insanları bu tabletleri ne duymuş ne görmüşlerdir.

Alın size fütursuz, desteksiz bir mason yalanı daha...

Mümtaz Başkaya Mu yalanını bilim insanı olarak değerlendirmiş ve Bilim ve Ütopya Dergisinde yayınlamış. Aşağıda söz konusu makaleyi sunuyorum. 

O sırada Ortaokul öğrencisi olan oğlum da Mu Kıtası yalanı üzerine bir kısa yazı yazmıştı ve ben de masonların yazışma grubu Ham-Taş 'da paylaşmıştım. Bu yazıyı da sunuyorum.

Dünyanın önde gelen Jeofizikçilerinden Prof. Dr. Celal Şengör 'e e-posta göndererek okyanus ve deniz altı haritaların tamamlanıp tamamlanmadığı ve batık bir kıta görülüp görülmediğini sordum. Yanıtı basitti; oktanusların ve denizlerin taban haritalarının çıkarıldığı ve batık bir kıta bulunmadığı.

Mümtaz Başkaya;

"Böyle bir bilimdışı şeyler üretilerek, bilimsel gelişmenin önü kesilmesi amaç edinilmiştir. Dünya’da ve özellikle doğu ülkelerinde (ve bizde) ılımlı anlayışlar yaratılmaya çalışılarak; 'her şey gizli bir inanç sistemine, ezotirik güçlere bağlıdır’ düşüncesi oluşturulmak istenmektedir. Daha açığı, dünyayı bizim bilmediğimiz güçlerin yönettiği inancı yerleştirilmeye ve her oluşumun dünya dışı varlıklar tarafından, aslında önceden kurgulanmış olduğu anlayışı verilmeye çaba gösterilmektedir.
Dünya uygarlık birikimlerinin gelmiş geçmiş tüm uygarlıkların katkısı ile oluş tuğu gerçeğini görmezden gelip, ilahi bazı ezoterik güçlerin yönlendirmesi ile oluştuğu kabul ettirmeye çalışılmaktadır.
Toplumların geri kalması için, bilimsel düşünce gelişiminin önüne geçilerek; sorgulamayan, düşünemeyen bireylerin oluşması sağlanmak istenmektedir.
Bu tip çabalarla dünyadaki uygarlık birikimleri belirsizliğe itilmeye ve kaynağı belli olmayan hale getirilmeye çalışılarak bilinçli tasarımların önü açılacak, dünya uygarlık birikimleri belirsiz hale getirilip İnsanların gizli güçlerle, bilinmeyen varlıklarla yönetildiği hissi yaratılmış olacaktır.
Ne yazık ki bu tür saçma sapan anlatımlar, günümüzde ticari meta haline dönüşüyor. Bazıları da bu belirsizliklerden, bilim dışılıklardan çıkar sağlamaya çalışıyor.

Rum Masonlar Uyumaz
This image for Image Layouts addon

İhanet Çemberi
Ortodoks Başepiskopos, Rum; Mason Locaları, Okulları ve Vakıfları

Yakın tarihimizde yaşanan bütün acılar sonrasında Türkiye Cumhuriyetinde Rumların barış içinde, elbette kendi kültürlerini koruyarak ve toplum ile bütünleşmiş olarak yaşamaları gerekirken; en azından bir kısmının 1800 ‘lerin sonu, 1900’lerin başı alışkanlıklarından vaz geçmedikleri, Batı emperyalistlerinin kışkırtmasını ve desteğini de yanlarına alarak; Ortodoks Kilisesi ve Papazların önderliği altında, Rum Okulları, Mason Büyük Locası içinde Rum Locaları, Rum Vakıf ve Dernekleri çemberi içinde Türk Ulusuna dostane olmayan ve Türkiye Cumhuriyeti aleyhine faaliyetler içinde oldukları görülmektedir. Masonların da bu ihanet çemberinin localarda örgütlenmelerine izin verdikleri ve olanak sağladıkları da açıkça görülmektedir. Bu makalemizde, bu yalın gerçeği somut bulgu ve belgeleri ile ortaya koymaya çalıştım.

Makalenin tamamı...
Büyük Üstat'a Büyük Hakaret, Yerli Masonlar Sessiz
This image for Image Layouts addon

Kırmızı Kedi Ardındaki Sermaye ve
Hepkon’un Masonları Aklama ve Yıkama Kitapları

Haluk Hepkon’un kitaplarında bir çok hayal ürünü, çarpıtmalar olduğu açık.

Ancak bunlardan iki tanesi çok dikkat çekici;

- 2012 'de, 1955 'de ölmüş Mim Kemal Öke ile görüştüğünü ve ondan öğüt aldığını söyleyecek kadar aklını yitirmiş.

- Türkleri katleden Ermeniler ve Ser ermeni mason locası ile aynı söylemde; Adana da Ermeni kıyımı yapıldı diyor.

Haluk Hepkon kitaplarını, masonluk çerçevesi içinde değerlendireceğim. Çünkü benim ilgi alanım bu. Haluk Hepkon ‘un iki kitabını ve basında çıkan bazı yazılarını ele alıp, masonluğu nasıl aklamaya ve yıkamaya çalıştığını göreceğiz.

Haluk Hepkon, her iki kitapta da, ele aldığı konuyu nesnel bir yazar olarak değil, savını kanıtlamaya çalışan bir tartışmacı, yandaş gazeteci, bir politikacı gibi yazmış. Özellikle masonluk konusunda incelediği ve ele aldığı kaynak sayısı, son derece sınırlı. Son dönemin popüler yazarları gibi, yüzeyden sabun köpüğü … Türkçesi de, Türkçe kökenden olmayan eski sözcüklere bağlı, tutucu. Masonlar gibi!

Haluk Hepkon 'un kitaplarında Rothschiller ve diğer bazı Yahudi ailelere itham edilenlerin komplo kuramları olduğunu savunuyor. Yanda paylaştığım belge, mason Reşit Paşanın yalısında 1838 'de Rothschiller ile imzalanan Osmanlıyı çökertecek borç ve ticaret antlaşmasının Fransızca kopyası. Dikkat ederseniz, her iki kenarında, mason tarikatının Jaklin ve Boaz sütunları gözüküyor. (Hakan Boz, Bayrak Kalpak Revolver, İttihat Terakki C.). Bu mu komplo kuramı Haluk Hepkon?

Belge 1. Mason Reşit Paşanın Rothschiller ile imzalanan Osmanlıyı borç ve ticaret antlaşması

Makalenin tamamını okumak için tıklayınız.

İçindekiler

 

Haluk Hepkon ve Kırmızı Kedi

Hepkon’un Masonları Aklama ve Yıkama Kitapları

Komplo Teorileri

Jön Türkler ve Masonlar Komplo Teorileri

P2 Locasının Gerçek Hikayesi 

Masonların ve bazı gazetecilerin Haluk Hepkon ‘a sahip çıkışları

Haluk Hepkon Mason Merkezinde Konuşmacı

Komplo Teorileri Kitapları Hakkında Yazan Gazeteci ve Yazarlar

Mine G. Kırıkkanat, Cumhuriyet Gazetesi

Orhan Koloğlu, Radikal Gazetesi 14.10.2012

Yavuz Selim Demirağ, Yeni Çağ

Ad – Soyad Ne Söyler?

Bölüm Son Sözü

Göz Kamaştıran, Eşsiz Ticari Başarı

Baba Necat Hepkon

Kişisel Hayatı

Kuzen Ersayın Soyak

Soyak Soyadlı Masonlar

Hepkon Finans Faktoring

Hayırsever İşadamı

Faktöringden Otel İşletmeciliği ve İnşaat

Hepkon Otel İşletmeciliği San. Tic. A.Ş.

Hepkon Finans Faktöring Hizmetleri A.Ş./Hepkon Turizm İnş. San ve Tic.

Mersin de 52 Katlı Kule

Haluk Hepkon Ticari Yaşamı

Kırmızı Kedi – Kırmızı Kedi Yayıncılık Yapımcılık Matbaacılık Reklamcılık Organizasyon Tic. Ve San. Ltd. Şti.

Arasta Bilgi Teknolojileri Paz. Dağıtım Tic. San. Ltd. Şti.

Kayseri 'de Askerlerimiz Katledildiği Gece
Masonlar Çalgılı Türkülü Eğlencede
This image for Image Layouts addon
Şehit gecesi
Masonlar Neşe İçinde

17 Aralık 2016 günü hain, bölücü terör örgütü, çarşı izninde olan Mehmetçiklerimizi alçak bir pusu ile şehit ettiği günün gecesinde, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locasına (HKEMBL) bağlı, Ankara'da Birlik Locası mason biraderleri, pahalı bir otelde çalgılı, müzikli eğlence düzenleyip, Birlik Localarının kuruluşunu kutladılar ve bunu da fütursuzca sanal ortamlarda da tüm kardeşleri ile paylaşmaktan geri durmadılar...

Bu yazıda halen mason derneği üyesiyken yaşananları, tepkilerimi ve başmason yardımcısının geceye tepkisiz kalışını, eğlence gecesini fotoğrafları ile anlatacağım.

Yazıyı okumak için tıklayınız
ABD Willows Vakfında, Büyük Üstat Ankara Kaymakamının annesi Zuhal Parlatan

Türkiz Göle

Haluk Kürşat Parlatan ‘ın kayınvalidesi Şükran Garipoğlu. Ömer Garipoğlu ile akrabalık ilişkisi nedir acaba?

Annesi Zuhal Parlatan ise Hemşire (Sağlık görevlisi anlamında). Bilindiği gibi, masonlar, eş, kız evlat, anne, kız kardeş tüm kadınlara ‘hemşire’ diyorlar. Bu anlamda, Zuhal Parlatan ‘ın profesyonel mesleğinin sağlık görevlisi Hemşirelik olduğunu vurgulamak gerekti.

Bir rastlantı mıydı, yoksa kaderin özellikle önüme çıkardığı bir bilgi miydi? Mason Derneğinden ayrılmama kısa bir süre kala, HKEMBL Ankara Vadisi kütüphanesinde yoğun biçimde çalışıyordum. Kütüphanede çalışırken bir gün, kapı açıldı içeriye olgun yaşlarda bir hanımefendi girdi içeriye. Kütüphane görevlisi hanım ile kucaklaştılar, içten bir söyleşiye başladılar. Gelen kişi Zuhal Parlatan! Kendinden çok emin davranışlar içinde, Willows Vakfında çalıştığını anlatıyordu. Konuşulanları duymamak olası değil; kütüphanede çalışan bir kişi olduğu halde, yüksek sesle konuşuyordu. Biraz sonra içeriye Haluk Kürşat Parlatan girdi ve beni görünce yüzünde rahatsızlık belirdi. Karşılıklı olarak;

"Merhaba Üstadım" dedik.

Anlaşıldı ki, kütüphaneye gelen hanımefendi, Zuhal Parlatan, Haluk Kürşat Parlatan 'ın annesi. 

Kürşat Parlatan 'ın beni görünce irkilmesi, yabancı bir vakfın adının geçmesi dikkatimi çekti ve araştırmaya koyuldum. Bu yazımda bunları paylaşıyorum. 

Mason annesi, mason söylemi ile hemşire, sağlık görevlisi olarak mesleği Hemşire Zuhal Parlatan, ‘Willows Foundation’ çalışmış, çalışmakta.

Önce bir bakalım nedir bu Willows Vakfı?

Anımsayalım, Amerika nüfus ve nüfus dağılımı üzerine çalışan vakıfların amaçları, Amerika Birleşik Devletleri çıkarları doğrultusunda yer altı zenginlikleri, özellikle de petrol yatakları olan ülkelerde; demografik, etnik, dinsel, kültürel yapılarına yönelik projeler yapmak. Bu projelerden toplanacak veriler, elbette bu ülkelerin Amerikan egemenliği altında tutulması için gerekli politik stratejilerin oluşturulmasında kullanılacak. 

Güneydoğu Anadolu bölgesinde tehcir sırasında Ermenilerin bir kısmı, özellikle Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde yaşayan Ermeniler, bazı Kürt yağmacı grupların katliamından kurtulmak için Kürt kimliğine, inanç olarak da Aleviliğe bürünürler. Bu konuda Türk Tarih Kurumu eski başkanlarından, ülkemizin en önemli Türk Tarihçilerinden Prof. Dr. Yusuf Hallaçoğlu ‘nun çalışmaları da var, birçok yerde yazdı, söyledi. Başka bilim insanlarının çalışmalarından da bunu öğrenmiştim. Ayrıca, bölgede Süryani ve diğer Hıristiyan grupların varlığı da bilinmekte. Öte yandan Kuzey Irak ve Kuzey Suriye ‘de Ermeni ve diğer Hıristiyan etnik toplulukların olduğu gerçeğini de anımsatalım.

Aslında Amerika ve Batılı emperyalist devletler bölge ile ilgilenmeye 150 yıl önce başlamıştır. Bölgede Türk olmayan azınlıklar için onlarca misyoner okulu;  Adana, Hatay, Gaziantep ve çevresinde mason locaları açtılar, başta milliyetçi Ermeniler olmak üzere azınlıkların isyanlarını örgütlediler. Bunları Mason Tarikatı ve Emperyalizm II kitabımın Osmanlı’da Masonluk bölümünde tüm ayrıntıları ile açıkladım.

Emperyalist Amerika ve Avrupa, Sevr ile sonuçlandırmak istediği planı, Atatürk önderliğinde Türk Ulusu Kurtuluş Savaşı ve Lozan Antlaşması imzalanıp, Türkiye Cumhuriyeti kurulması ile bozulur, çöpe atılır.

Emperyalistler vazgeçmediler ve şimdi yeniden Güneydoğu ‘da senaryolarını uygulamaya çalışıyorlar. Amerika, yukarıda ismi geçen ve geçmeyen vakıflar ve bölgede kurulan mason locaları aracılığıyla bölgede aynı çalışmaları yapmakta. İsrail için müttefik bir Hıristiyan – Yahudi nüfus oluşturmak için faaliyet gösteriyorlar. Willows Foundation da bunlardan birisi.

Amerika ‘da kurulan Willows Foundation / Vakfı kurucusu,  Türkiz Gökgöl Kline, aynı zamanda CEO   Trkiz Gkgl 0032

Türkiz Gökgöz, Türkiye ‘de Hacettepe Üniversitesinde Psikoloji okuduktan sonra, bir anda birileri elinden tutmuş, Amerika Harvard Üniversitesine götürmüş. Türkiye de aldığı Psikoloji eğitimi üzerine Yüksek Lisans yapması beklenir, değil mi? Hayır alan değiştirir, nüfus bilimleri konusunda yüksek lisans,  ardından nüfus ve gelişim politikaları ile istatistik ve demografi alanlarında doktora yapar.  Sanki kendisi bir proje olarak eğitilmiş gibi… Sonra bir Amerikalı ile evlenir.  

Türkiz Gökgöz Kline için Erol Bilbilik bakın ne diyor;

“Türkiz Gökgöl Kline’nin eşi David Kline, Harvard ve Michigan Üniversitesi’nde 'Non Formal Education Development' eğitimi gördü. David Kline’nin uzmanlık alanı insan kaynakları ekonomisi. 1980’li yılların başlarında Boğaziçi Üniversitesi’nde görev yaptı. Harvard Üniversitesinde çok önemli kadroların sahiplerinin CIA ajanı oldukları bugün dünyaya mal olmuş bir gerçektir. David Kline’nin üst düzey bir CIA ajanı olduğuna yönelik kuvvetli emareler zamanın üniversite yetkililerince dile getirilmiştir. Türkiz Gökgöl Kline de Boğaziçi Üniversitesi’nde hocaydı. İkisi de Eğitim Fakültesi bölümünde çalışmalarını yürütmüşlerdir. CIA Ankara İstasyonu eski Şefi Bemard Paul Henze, Yardımcısı Duanne Claridge ve Ruzi Nazar dışında Tumpane Company Turkey adlı Amerikan firmasında muhasebecilik yapan Irak asıllı J. Rasho’nun ABD’li eşi Voice Of Amerika’nın (Amerika’nın Sesi Radyosu) üst düzey yetkilisi Bayan Rasho, David Kline, eşi ve meslektaşı Türkiz Kline ve diğerleri John K. Aho’nun Taksim’deki karargâhına sık sık uğruyorlardı.”  (http://www.turktoresi.com/viewtopic.php?f=204&t=9369)

Vayyy … CIA !

Türkiz Gökgöl Kline, Amerika çıkarları olan ülkelerde ve Türkiye ‘de “görünüşte”  Doktora yapmaya gidecek kadar yoğun olarak aldığı eğitim dışında bir alanda çalışır; kadın üreme sağlığına yönelik. Hem de 23 yıl. Dile kolay, çeyrek yüzyıl.

Gerçekte sağlık, kadınların doğurganlık konusunda eğitimi işin paravananı. Aslında Türkiz Gökgöl Kline alanı olan Nüfus Dağılımı alanında çalıştı. ‘Willows Foundation’ görevini yukarıda anlattık…

Bayan Türkiz Gökgöz Kline, tüm kariyerini bu tür vakıflarda geçirmiş, aldığı eğiteme tamamen uygun olarak:

  • Pathfinder Vakfı, Türkiye Temsilcisi, Asya ve Ortadoğu’dan Sorumlu Başkan Yardımcılığı, toplam 14 yıl. Çalışma alanı, Kuzey Irak, Lübnan ve Türkiye Güneydoğusu. Sürekli geziyor ve nüfusa dair raporlar hazırlıyor. Bu dönemde, başında mason İhsan Doğramacı kız kardeşi Prof. Dr. Emel Doğramacı olduğu Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü ile de projeler yapmakta. 
  • Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’yla (UNFPA) da 3-4 ay çalışma; Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan’dan Azerbaycan’a kadar nüfus sayımı.
  • Susan Buffet Vakfı. “Uluslararası Buffet Vakfı’nın ve CIA’nın temel amaçlarından birisi de budur. Çünkü Warren Buffet günümüz küresel Amerikan emperyalist dev sermayesinin beyin takımında yer alan üyelerden biridir. Böylesine büyük bir tröstün bu düzeye erişmesi ve bu düzeyden daha da ileri düzeylere yükselmesinin kaçınılmazlığı ancak adı geçen ülkelerin amaçlanan politikalarla zayıflatılmalarından ve parçalanmalarından geçmektedir.

Türkiz Gökgöz Kline, şahsen tanıştığı Susan Buffet 'in projelerine verdiği destekle 1998 yılında ABD'nin Virginia eyaletinde 'Willows Foundation'u kurar. 

"Warren Buffet, Forbes’in 2008 yılı listelerinde 52 milyar dolarlık serveti ile dünyanın en zengin CEO’su. Susan Buffet, Coca Cola ve Gillette şirketlerinin en büyük hisselerini elinde bulunduran Hathaway Grubu’nun patronu Warren Buffet’in ölen eşi. Susan Buffet ’in 4 milyar dolarlık mirasının tümü aileye ait Buffet Foundation’a kaldı. Türkiz Gökgöl (Kline); Susan Buffet’in desteği ile daha önce de “üreme sağlığı ve hakları” alanında özellikle kırsal kesimde çalışmalar yapmak üzere Willows Foundation’u (Söğüt Vakfı) kurmuştu. Halen İstanbul’da faaliyet gösteren Söğüt Vakfı, Türkiye’de üreme sağlığı ve hakları konusunda 700 bin kadına ulaşıyor ve yılda 2,5 milyon dolar harcıyor.

Buffet Vakfı’nın kurulmasıyla, Vakfın Uluslararası Bölüm Başkanlığı’na Dr. Türkiz Kline transfer oldu. Gökgöl, Vakfı yönetmek üzere 2005’te ABD’nin Nebraska eyaletinin en büyük kenti olan Omaha’ya yerleşti.

Willows / Söğüt Vakfı’nın “üreme sağlığı ve haklan” alanında özellikle kırsal kesimlerde yapılan çalışmaları çerçevesinde “kadınların eğitimi, çocukların yetiştirilmesi için değil kendileri için önemlidir” söylemiyle çalışmalarını sürdürecekleri temel alınıyor.

Buffet Vakfı’nın başına geçen Türkiz Gökgöl, Susan Buffet’in hizmet anlayışını şöyle dile getiriyor: “Yaşamını hizmete adamıştı. Dünyanın en zengin kişilerinden biri olmasını Tanrının ona hizmet etmesi için bir hediyesi olduğunu düşündü bütün yaşamı boyunca…

Susan Buffet, sadece 4 milyar dolar servete sahip bir hayırsever değil. O dünyanın en büyük sermaye devlerinden birine, Buffet Hanedanlığı’na mensup bir “eliftir. Türkiz Kline da onun hizmetkârıdır.” (Erol Bilbilik, http://www.turktoresi.com/viewtopic.php?f=204&t=9369)

Görüldüğü gibi çalıştığı tüm vakıflar Amerika merkezli, uluslar arası alanda faaliyet gösteriyor, özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde, nüfusla, nüfus dağılımı ile ilgili çalışıyorlar.

Bayan Türkiz Gökgöz Kline ‘ın bütün yaşamı boyunca neredeyse tüm çalıştığı alan Güneydoğu Anadolu, Kuzey Irak ve Suriye. Elbette kadın sağlığı ile ilgisi yok, o bir paravan. Gerçekte bölgenin nüfus yapısı, Hıristiyan kökenli Ermenileri, Süryanileri kendilerini bilen veya geçmişlerini unutmuşları saptayıp, bilinçlendirmek ve örgütlemek. Bir yüzyıl öncesi olduğu gibi ! O zaman misyoner okulları ve mason locaları ile yapıyorlardı; şimdi vakıflar ve mason locaları ile.

Windows Foundation adres 001Willows Vakfı, Türkiye adresi olarak bakın nereyi veriyor;Willows Vakfı ‘nın 2005 ‘lerde yapılan proje tam da sınırın öte yanında Amerika ‘nın BOP için yarattığı savaşlar sürmekte. Merkezleri Hatay! Çok ilgi çekici değil mi?

Willows Vakfı, 2005 ‘lerde Sağlık Bakanlığı ile, Güney Doğudaki kadınların doğurganlıkları üzerine proje yapar. O projeyi kim imzalamıştı, hangi ilişkiler içindeydiler ben bilemem. Umarım günümüzde Devletimiz ve ilgili birimleri araştırırlar.

Willos Vakfının web sayfasında verdiği bilgiye göre, şimdilerde Türkiye, Gana,  Pakistan ve Tanzanya da projeleri var. 

Şim merak ediyorum, Türkiye ‘in güzel şehri Sivas ‘ta Hemşirelik okumuş Zuhal Parlatan hanım nasıl olmuş da Amerika Willows Vakfı ile çalışmaya başlamış. Hangi ulvi duygularla, Güney Doğu illerimizde kadınlara doğum kontrol yöntemleri öğretmekte, bilinçlendirmekte? Zuhal Parlatan ‘Willows Foundation’  Facebook ve bir çok sanal ortam hesaplarının yöneticisi!

Tam da eczacı oğlu Haluk Kürşat Parlatan, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locasının, Ankara Bölgesi Başkanı ve baş mason yardımcısı olduğu dönemde Adana, Mersin, Tarsus, Antakya (Hatay) ve Gaziantep illerimizde localar açarken?

Bu çapraşık ilişkiler içinde olan Vadi Başkanının yönetiminde locaların, şehit verdiğimiz gece eğlence yapabiliyor olması ve sonrasında da Parlatan'ın bu kararlarına saygı duyulmasını istemesi çok şaşırtmıyor beni. Nedense!

 

27 Kasım 2019