Türkiye 'de Mason Locaları, 1923 - 1935
Makaleler
Atatürk Masonları Kapattı, Abdülhamid Açık Bıraktı
Osmanlı'da yalnızca I. Mahmut ve II. Mahmut mason localarını kapattılar.
Mason Tarikatı, İngiltere Burjuvazisi tarafından Büyük Loca yapısı içinde kurulmuş, İngiliz devletinin emperyalist amaçları için kullanılan, sonrasında Fransız devleti tarafından Büyük Doğu adı ile Büyük Loca eşiti (1-3 derece) dönüştürülüp, Fransız masonluğu olarak Fransız emperyalizmi tarafından kullanılan, 1800'lerin sonuna doğru da ABD tarafından Yüksek Şûra oluşumu ile (4-33 derece) Amerikan emperyalizmi tarafından kullanılan çok güçlü bir örgüttür. İtalya devleti de Fransız masonluğu yapısını alarak, emperyalist amaçları için kullandı. Dünyada tek bir masonluk yoktur, emperyalistlerin kendilerine göre biçimlendirdikleri ve kullandıkları farklı mason yapıları vardır ve bir birleri ile emperyalist devletlerin orduları, diplomatik misyonları gibi mücadele eden yapılardır, localardır.
Sultan Abdülhamit, İngiliz devletinin işbirlikçisi mason Mithat Paşa tarafından Padişah yapılmıştır. Sultan Abdülhamit'in kavgası İttihat ve Terakkinin işbirlikçisi Fransız - İtalyan egemenliğindeki mason localarıyladır. Sultan Abdülhamit, İngiliz masonları ile hiçbir çatışması olmamıştır, İngiliz masonlarına hiçbir baskı uygulamamıştır. O dönemde İngiltere ve Fransa kendi emperyalist çıkarları için Osmanlı'yı egemenliği altına almaya çalışan, iki emperyalist karşıt devlettir ve kendi mason locaları da aynı karşıtlık içindedir. Sultan Abdülhamit mason karşıtı değildir, Yahudi karşıtı değildir, bölücü Ermeni karşıtı da değildir. Sultan Abdülhamit, mason locaları ile değil, İttihat ve Terakki ile işbirliği yapan Fransız ve İtalyan mason locaları ile sorunludur, baskı uygulamıştır, İngiliz masonları ile iyi ilişkiler içindedir.
Türkiye Cumhuriyeti kurucu önderi Atatürk ve silah arkadaşları Türkçülerdir, emperyalizm karşıtıdırlar. Atatürk, mason tarikatının dünyada çok güçlü olduğu dönemde, mason krallar, cumhurbaşkanları, başbakanlar döneminde, yumruğunu vurup mason localarını kapatmıştır. Kuvvetle muhtemel de, Atatürk'ü masonların da görev aldığı emperyalizm işbirlikçileri öldürdüler...
Atatürk'e kirli dilleri ile saldırmaya çalışanlar, okuma ve anlama becerileri, gerçekle yüzleşme cesaretleri varsa, sitemde yayınladığım kitaplarımı, makalelerimi okusunlar. Belki yaşamlarında anlamlı bir okuma yapmış olurlar.
3 Temmuz 2022
Vatan'a İhanet Etmiş Hür Masonlar
1909 – 1923 arasında, Mason Tarikatı Osmanlı Büyük Doğu kurucu 7 baş masondan ve aynı zamanda Osmanlı Yüksek Şürayı kuran ilk 9 masondan 3’ü:
- Mehmet Cavid, Yahudi dönmesi, Siyonist; Atatürk’e suikast düzenlemek ve emperyalistlerin emrinde Türk Devrimlerine karşı örgüt kurmaktan, adli yargılama sonrasında Türk Ulusu adına hareket eden Türk Mahkemesi tarafından yargılanmış, vatan haini ilan edilmiş, Cumhurbaşkanı olarak Atatürk 'ün onaylaması ile idam edilmiş. Yargılama sırasındaki kanıtlara ek olarak, ilerleyen dönemde yazdığı mektuplar ortaya çıkmış Mehmet Cavid'in Atatürk 'ü suikast ile öldürüp, hükümeti ele geçirmek amacındaki hain çetenin lideri ve planlayıcısı olduğu tartışmasız biçimde kanıtlanmıştır.
Bu yargılama sırasında suçlu bulunup idam, hapis ve sürgün cezalarına çarptırılmış bir çok mason vardır.
- Rıza Tevfik, baş mason olduktan sonra, mason biraderlerini Padişaha ispiyonlamış, mason tarikatından atmış, sonunda da kendisi baş masonluktan ayrılmış.
Türk Ulusunun, Batı emperyalistleri tarafından, mezara diri diri mezara gömülmesi ve boğazlanması olan Sevr anlaşmasını, Osmanlı adına imzalamış bir hain. Sevr’i param parça eden Türk Ulusu ve Atatürk tarafından vatan haini ilan edilip, 150’likler içinde Türkiye’den sürgün edildi.
- Fuat Hulusi Demirelli, DP siyasi parti kurucusu ve milletvekili. Türk - Atatürk Devrimlerinin cellatlarından.
Bunlar en erdemli, masonik eğitim ile en gelişmiş yani taşlarını en iyi yontmuşları.. Gerisini varın siz düşünün!
İhanet etmiş örnek masonlardan ikisini daha anımsayalım;
- Mustafa Sagir, Mustafa Kemal'e İstiklal Savaşı sırasında, suikast düzenlemek için Türkiye'ye gönderilen, yakalanıp idam edilen İngiliz ajanı Hintli Müslüman masondur...
- Ali Rıza Paşa, 1919 - 1920 arasında Osmanlı Sadrazamı. Atatürk Nutuk'ta çok söz eder. Kurtuluş Savaşına karşı çıkan, emperyalistlerin maşası bir mason!
Yavuz Havuz Davası, Mahkum Olan Büyük Üstat ve Cem Gürdeniz Çarpıtmaları
Emekli Amiral Cem Gürdeniz, Veryansın TV'de Yavuz Havuz davasını yazmış, mahkemede suçlu bulunan masonları aklamış, mahkemeyi eleştirmiş. Öncelikle mahkeme Atatürk döneminde yapılan bir yargılama ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir Bakan yargılanıyor ve suçlu bulunuyor. Atatürk'ün yargılama sürecinden haberi olmaması söz konusu olabilir mi? Bu yargılamanın haksız sonuçları olduğunu söylemek, hüküm giyenlerin suçsuz olduğunu söylemek, herşeyden önce Atatürk'e laf söylemektir. Cem Gürdeniz de, Atatürk'e saldırmanın dayanılmaz cazibesine kaptırmış.
Davada yargılanan ve suçlu bulunanlar ise Mason Tarikatının çok önemli üyeleri hatta en üst düzeyde başlarıdır. Cem Gürdeniz, mason tarikatından ve yıkıcı zararlarından haberdar değil sanki. Emperyalizm işbirlikçisi ve emperyalizmin truva atı Masonları aklamak kendisine düşmüş korkarım. Öyle ya, ABD çıkarlarının bir başka işbirlikçisi Rotaryen toplantılarının değerli konuşmacısı, masonlarla içli dışlı, kol kola Aydınlık grubunun eski yazarının masonları aklama çabası şaşırtmıyor...
Cem Gürdeniz 'in ya bilgisizlik ve aymazlık ya da son derece bilinçli olarak Yavuz Havuz davası hakkında yaptığı çarpıtmalar ve masonları aklama uğraşına karşın, gerçeğini ben 2 yıl önce "Türkiye'de Mason Tarikatı - 1923 - 1935" kitabımda yazmıştım:
Türkiye'de Mason Tarikatı - 1923 - 1935
Bir Tek Türkiye'de Masonlar, Merkezlerini Başkente Taşımadılar
Türkiye Cumhuriyeti'nin Başkenti Ankara'dır.
Dünyadaki tüm Büyük Locaların merkezi, ismini taşıdıkları ülkenin Başkentidir. Bunun bir tek istisnası var: Türkiye...
Türkiye'de Mason Tarikatının merkezi, bir önceki devletin, Osmanlı'nın başkenti İstanbul'dur.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde yerel olarak yapılanan Osmanlı Yüksek Şüra ve Osmanlı Büyük Locasının merkezi, Osmanlı'nın başkenti olan İstanbul olurken, Türkiye Cumhuriyeti kuruluş yıllarında, Atatürk'ün kapattığı 1935'e kadar ve 1946'da resmi olarak yeniden dernekleşmeye başladığından günümüze kadar, Büyük Loca ve Yüksek Şüra merkezleri hep İstanbul olmuştur. Yalnızca Menderes'in Başbakanlık ve MAH (MİT) müsteşarı olan Sebataycı ve CIA taşeronu (mahkeme kararı ile sabit) Ahmet Salih Koru'nın baş mason olduğu dönemde, O'nun baskısı ile bir kaç yıl için Ankara'ya getirilmiş, 1960 darbesi ile Koru tutuklanınca hemen, gün geçirmeksizin İstanbul'a götürdüler merkezlerini...
Osmanlı'da komprador burjuvazi desteğinde, Batılı emperyalistler ve yerli işbirlikçileri olan Yahudiler, Sebataycılar, Rumlar, Ermeniler tarafından kurulan; Türkiye Cumhuriyeti döneminde gene Batılı emperyalistlerin vatandaşları ile Yahudi-Sebataycılar, gizli ve açık Ermeniler tarafından yönetilen Mason Tarikatları örgütleri, Büyük Loca ve Yüksek Şüra, başkent Ankara'yı tanımamış dünyadaki, Türkiye hariç, tüm ülkelerde merkezleri başkentlerde olurken, Türkiye'de İstanbul'da tutmuşlardır...
Bunun iki nedeni var. Birincisi masonlar Türk devletini asla benimsememiş ve kabul etmemişlerdir. İkincisi, belirttiğimiz gibi Türkiye'de yerel unsurlar olarak masonluk Yahudi, Sebataycı, Ermeni ve Rum asıllıların denetimindedir, Ankara'da oluşacak merkezde bu denetimi kaçıracaklardır.
Yüksek Şüra, her yıl Yahudi bayramını Ekim ayında İstanbul, Ankara ve İzmir'de ayrı ayrı kutlarken, son 3-4 yıldır, topluca İstanbul'da kutlamakta. Mason biraderlerini, Ocak ayından başlayarak, "terfi ettirmeyiz" tehditleri ile Ekim ayında zorla İstanbul'a götürmekte ve Yahudi bayramını kutlamakta.